yüzyıllardır
yanık topraklarda
kaybolmuş bir isim arıyordum
çölde devrilmiş hurma
dalında kül
ay yüzünde gömülü
kararmış çiçek izi
surlar yıkıldığında
taşın kanını
dilime sürdüm
alev tuttu bileğimi
bir hançer
sapladım toprağa
içinden mavi sızdı
kızıl olandan
ben arayıştım
menzilde…
sen bedene uyku
mihrapta…
ben göçtüm
sen isim
asada…
dokununca
bin yıllık abdal
kör kuyusunu açtı
içinden
ilk kez bana dönen
ben
çıktı