close
close
Close
home
Başlangıç
kulta.
Nedir?
Manifesto
Ekip
mecmua
N°3 / Yol
N°2 / Ömür
N°1 / Güz
söyleşiler
temas
Ara
Ara
menu
Menu
0 eser
Mecmua
Dijital Edebiyat, Kültür ve Sanat Dergisi
Önce
Sonra
Sonra
Aytül Akal:
"Çocuk kitapları yazmak yetişkin edebiyatına göre daha incelikli."
Tuğba Martin
Dizlerimin Üstüne
Dünyayı Yatırdım
Yoksa seher ışık saplı bir giyotinle mi ölüme meydan okuyordu
Sahi kelimeler vardı konuşmak ve sevişmek için sanki
Onur Güzeldiyar
Yol
son boZgundan arta kaLanım bEn
aşk’ın saydamlığında kurumuş leke
Nilüfer Altunkaya
Dünya
Kaç Bucak?
Eve geç kalmak da bir yol meselesidir.
Bazen birkaç adım gecikir insan, bazen bir ömür. O köyden çıkıp şehir yollarına düşeceğimi sanmıştım, oysa o çocuk hâlâ aynı patikada, aynı tepenin ardında dolanıyordu.
İnsan bazen çıktığı yerden hiç gidemez; sadece kendini uzaklaştığına inandırır.
Hıdır Murat Doğan
Ücra
benim artık ağzım kalmadı dedim içimden ağzımı bıraktım
durduğum yer aydınlık
bu kadar çıplağım.
M. Utku Yeşilöz
Tahliye
Kimimiz sokakları süpürüyordu, kimi pazarda meyve tartıyor, bazılarımız parktaki bankta zaman öldürüyordu.
Zamanın göz göre göre adam öldürdüğünü bilmeden kibirlenmekle meşguldük çoğumuz.
Anıl Çetinel Örselli
Yola Fırlatılan
Atlar
Hücum ettiniz çarpışarak, Dörtnala
Öhh öhh öhh, yutkunarak söylemek savrulsun gırtlağımdan
Özgün Oya Özder
Mızmız Dünler
Odacıkta Kozalak Patlatırken
çiçeklendirilmez dünün bahçesini
Dikenleri elimde suladım
Dünden bugüne kalan dikiz aynası
Serilmiş vücutlara bakmaya dert verildi
Nilüfer Kaya
Uç Uç Güzel Kuş
Yol Sana Hamurunu Gösterecek
yükseldim ve aştım pamuk kanatlarıma bakıp uslu sananlara
ben neysem onu oynarken
bir balığın katili ile avcının viktimiydim
alçaldım bandında sularına dünyanın
Elif Altıntaş
Köksüz Bir
Vaha
aynı kesik his bildiğim
inandığım eşiklerde
güneşler biriktirdim
-gitmek için-
Gamze Tigis
Kayıp Zamanlarımın Yolculuğuna
Mektup
Bu yolculuğun tanımı serserice olmalıydı. Yerleşik korkularımız, bir eğlenceli oyunun bittiği anlamına dönüşmeliydi artık. Göçebe ruhlarımız, ayaklanıp düşmeliydi adına “sevda” dediğimiz yollara.
Oysa bu yolculuğun adını sen koymuştun, o nehirler henüz mecrasını bulamazken…
Adnan Gerger
Gün Batmadan
Shakespeare
hatırla ovanın gidişini adının üzümler kadar eski bir tadı vardı
üstün başın salkım salkım kanardı
kopardın son düğmeni titrek ipinden
şeytan acıyı sardı taze tütünden
Hatice Nisan
Gölgelerin
Ardında
Gidişimiz sessiz oldu. Sırra kadem basar gibi çıktık yola. Talin'e ilk vardığımızda yüzümüze çarpan soğuk rüzgârın içinde kimsenin bizi tanımadığı, kimseden bir beklenti taşımadığımız bir özgürlük vardı.
Taş kaldırımlı, sisli sokaklar bin yıllık hikâyelerle doluydu; biz ise o hikâyelerin görünmeyen cümleleriydik.
Ümit Ahmet Duman
Güne
bakan
Bir gün ben de o küllüğün içine peçete sokuşturmak istedim. Bayramlık elbisemin üzerine dökülen küller annemi huzursuz etmiş, beni üzmüştü. Benim olmayan bir günahı b/öyle edinivermiştim.
Şimdi başkalarının kabahatini yüklenmelerim ondan. Hoş, yine de bendim küllüğü amacı dışında kullanan…
Tuğba Martin
Beraber Dönemediğimiz
Ev
İçin
bir taş kadarım şimdi
başucuna konulan bir taş kadar.
Erman Şahin
Mevsimler
Yolu
Mevsimler yolunda
Evimizin duvar köşelerine uzanmış
güneşi ve gençliğimi selamladım
Aydın Uysal
Karanfil Bir Sabahtır
Uyandığımız
yürümek bir çağı büyütmektir düşersen de uçurumları hatırla
kuşlara sürgün et yüreğini
göç türküsüdür yaşadığımız her güz
Aslan Kocaman
Az Bilinen Yollarda Yürünen
Çok Bilinen Dertler
Kimse bilmeli güneşe serilip kuruyup gitmedik de bir tür intihar İnsanın hammaddesi gözyaşı sevinç ve kederle dolan
Aynı keman sesine hem gülüp hem de ağlayan
Üzülmekle sevinmek arasında kalmalı insan.
Ahmet Şerif Doğan
Merhem ve
Kan
acıdan silah döver tuz basar kan taşır yeraltına sızar
zehirli kök salar
Alattin Bilgiç
Kırık
Ulak
Bir kırık Habercisi olacak ecelimin Ardımdan anacağın sözlerin
Tebriz’de değilim ki
Ruhumda Şems yok.
Ersin Taşdemir
180
Kilometre
Sana bundan hiç bahsetmedim, hatırla Hiç konuşmadık poşet poşet aldıklarımızdan
Parmaklarınla yokladığın mor üzümün salkımından
Aklımızı alan ilk aşk gibi o güzel nardan… Çirkin kızdan!
Sami Uluğ
Nirengi
geçici bir hayal yapıcısıydı yeryüzünün eriyen bütün kardan adamları
dondurma hevesi içinde
karayla deniz kılığına girip konuşuyor
Fikret Yazıcıoğlu
İç Kıyı
/ 1
Tanrı’m, bir dağ kırılıyor cebimde! Köksüz ayağıma bağlanmış taşlar.
Başımda sislerin siyah pelerini
ve omzumda demirden kuş tüyleri.
Ayşe Nur Çıraklı
Koza
Aşk illâ bir delilik hâli—
bilme aştığım dağları, üzülürsün
öyle güzel güldün ki bakmaklar çaresizdi
Kaplan
Dokuz Mavi Bir Roz Pudré
Ah annesi bir kramp
Pembesi solunca memleketimin Anjelik gülpembe pudra olunca
Mavi bir abaküs olunca Rodina
Tane tane boncuk olunca insanlar
Murat Emir
D
ünyan
ın Kalbinde
Bir Ben A
ğr
ıs
ı
belki oradan sızıyor bu cefa
belki toprağın bana unuttuğu bir söz
dünyanın kalbinde bir ben ağrısı
Müjdat Güven
Bir Farenin
Masalı
İlkin küçük bir prensi dünya boyunca yürüttük, kimse duymadı. Hem duymasınlar küçük prensleri!
Nebilerin bedduaları okunur bir rüya boyunca ardıllarına.
Siya Jandar
Kırık
Dallar
Topraktan geçelim, sudan geçelim Kendimizden ne kalırsa geriye
Yol aksanlı d-ünümüz olur yarın bir gün
Rıdvan Yıldız
Edebiyatta
Yol
Metaforu
Bu yüzden herkesin bir “yol”u vardır ve ürettiği estetik içerisinde bir yol bulup onu sembolleştirir. Bu hâliyle güncel ve kullanıma da daima açıktır.
Uzak mesafeler arasındaki bağlantı olması açısından, tüm özlem ve kavuşma lirizmi içerisinde mutlaka bir yol kavramı vardır.
Alihan Demir
Karşı Pencere-Tokyo Sonatı ve Biraz da Yamuk Bakmak
Dicle Sağlam
Vicdan
Çarpması
Bu tarifsiz ve ızdırap dolu hisler ruhumu kemiriyordu. Tüm düşüncelerim de hislerim gibi donmuştu.
Bir an önce güneşin doğmasını istiyor ve karşımda duran bu toplumsal ceset prototipi ailesine teslim edip, uzun süre kimse ile görüşmek istemiyordum artık.
Meki Ekin
Tamamlanmak
İçin
Hiçbir kadına neden gittiğini anlatmadı. Hiçbir kadının ne yaşadığını merak edip sormadı.
Çünkü biliyordu ya da bildiğini sanıyordu. O gitmese kadınlar zaten gidecekti. Bu kadına da sormadı. Sorsaydı belki onunla kökleşmeyi denerdi kim bilir?
Sacide Aslan Kuşoğlu
Şiir, Eleştiri
ve
İnanç
Derler ki
“Eskiden şair ya da yazar olamayacağını anlayıp edebiyattan da kopmak istemeyen tutkulu okurlar ‘Eleştirmen olayım bari.’ tavrıyla eleştirinin zorlu yolunu seçmişler.”
Kaan Tanyeri
Salınımlar - III
Her şeye geç kaldığım hissiyle boğuşuyorum.
Geç kaldığım hislere karşı hiçbir şey yapmıyorum. Kapıldığım hislerle farkında olduklarımı birbirinden ayırsam da kendime açıklamalar bulma refleksimi bir türlü bırakamıyorum.
Feyza Akbulut Öner
Yangın Yeri
Memleket
Parsel parsel satılmış memleketim
Heybemde kalan bir iki düş hayallerimiz
Ezgi Deniz Güneş
İsyana Evrilen
Lirik
Yol
Şimdi bak o donuk aynaya, uzak denizlerin yalın yüzeyine:
o ne bir limandır ne de sır o sensin.
Erkan Kenan Durmaz
Güzel ve
Özel
Ey yar! Seni yaşamak var ya,
Bir Karadeniz türküsü ile
Leyla Küçük Ülker
Sıcak Asfaltta Eriyen Kapağın Günah Keçisi:
Soğuk Kalan Ateş
İlk temas, ilk yarış ve yollar üzerindeki çaba Sonrası adım atma mücadelesi
Nidalar eşliğinde, musalla taşına varmak için katedilen mesafe ve eskitilen kaldırımlar
Karayollarından kalma güzel bir kulak çınlaması
Metin Arıel
Kaynağını Unutan Nehrin
Yolcusu
Yolun kıvrımında dolomit kayalar, Birikiyor ırmağın belleğinde. Köpük köpük sular, Lethe’nin akıntısına karışıyor.
Kavmimin unutturulan ismi
Bir taşın gövdesinde ağartılıyor,
Toprak kireç kaymağı kesiliyor.
Muraz Arslan
Kömür
lük
Kendimi korudum ben, diyecek oldum. Dilimin ucundan döndü geriye. İlk defa kendi sesimi duydum, diyecek oldum. Ses tellerimden geçemedi bile. Hayatımda ilk defa kendim için bir şey yaptım ben, diyecek oldum. Ciğerlerimden çıkarken söndü nefesim. Ben de insanmışım, diyecek oldum.
Kaburga kemiğinin artıklarıyla yetin, dediler. Kapandı göğüs kafesimin kapıları. Dört, üç…
Sevcan Deniz
Bekleme
Salonu
Eteğinden bir dua düşüyor yere,
“İyileşeceksin” diyor.
yere değil kalbime değiyor.
Teyme Alali
Modernliğin Batışı Üzerine Bir Vicdan Arayışı:
Gemi Batıyor Seyreden Yok
“Gemi Batıyor Seyreden Yok”
adlı eserde Rossi; aslında modern dünyanın düşünsel, etik ve kültürel çöküşünü merkeze alır ve bilimin ilerleyişi ile insanlığın vicdan kaybı arasındaki çelişkiyi tartışır. Bu makalede Rossi, aydınlanma düşüncesine yönelttiği eleştiriyi tarihsel ve felsefi bir bağlamda değerlendirir.
Kazım Aldoğan
Mutlu Son
’suz
Doğrumuz bir değildir ki bizim yollarımız kavuŞsun. Biz şimdi dosdoğru yürüyerek nasıl karşılaŞıp, buluŞalım?
Bizim yollarımız çakıŞır ancak, en nihayetinde çeker çekiŞtirir yine birbirimizi yoldan çıkarırız.
Aslı Ahıskalı
Son Gölgeden
Sonra
Mavi’nin gözlerinde yılanların siyahlıkları parladı.
‘‘Evet,’’ dedi. “Anladım, hiçbir yas renkleri silemiyor. Ama kaplumbağamı bulmalıyım.’’
Nihan Özkan
Can Kurtar
An
şimdi bir damla/ dağıl an/ koştur/ bir su karşıya tuf an/ bir serçe bir ışıkta çok tan/ göz göze/ göz gözü/ kör/ iğdiş/ konuşmak bıçak/
sus an/ çekilmemiş/ kaçılmış/ yaşam/ an/ çoğal an/
Serdar Solkun
Hayatın
İçinden
Bu çağın en sessiz felaketi, insanın insana sabrını yitirmesidir.
Bir zamanlar sabırla büyüyen bağlar, şimdi bildirim süresinde kopuyor.
Deniz Özhan
Vasati
40 Çöp
Bozkırda zaman hariç her şey bitmekle mükelleftir.
Yaz bitiyor. Mahir otobüsün en ön koltuğunda hareket saatini bekliyor. Balina kasa 0303 Mercedes hır hır çalışıyor ayazda. Egzozundan çıkan duman bir hayalet misali. Muavin kim gelmiş, kim gelmemiş koltuk sayıyor.
Türker Ayyıldız
Önce
Sonra
Sonra
keyboard_arrow_up