Sonbahar; döngülerin, dönüşümlerin ve yeniden başlamaların mevsimi. Sararan yaprakların usulca yere düşüşünde, hem bir veda hem de yeni bir başlangıcın gizli çağrısı vardır. Biz de Kulta’nın ilk sayısını bu çağrıya kulak vererek hazırladık.
“N°1 / Güz”de edebiyat ve sanatın farklı damarlarından beslenen bir kolektif sesle buluşuyorsunuz. Sözcükler, imgeler ve hikâyeler aracılığıyla hem güzün dinginliğini hem de başlangıçların kıvılcımını sayfalarımıza taşıdık.
Her biri kendi bakış açısıyla güzün çok katmanlı anlamlarını işlerken, aynı zamanda Kulta’nın kolektif ruhuna da katkı sunuyor. Şiirleriyle, öyküleriyle, denemeleriyle ve düşleriyle; mevsimin hüzünle yoğrulan rengini, içsel başlangıçların umuduyla birleştiriyorlar.
Bu sayıda, güz yaprakları arasında yürürken zihnimizdeki sorulara eşlik eden metinlerle, sanatın ve edebiyatın dönüştürücü gücünü hissetmenizi istedik. Çünkü biz inanıyoruz ki, her son aynı zamanda yeni bir başlangıcın tohumunu taşır.
Kulta; altın gibi kıymetli olanı, yani insanın ve sanatın içindeki özü parlatmak için var. Güzün hüznünü de, umudunu da, başlangıcını da birlikte karşılıyoruz.
“Sonrası şiir, gerisi hikâye…”