Ömür, kimi zaman bir nefes kadar kısa, kimi zaman da yüzyılları aşacak kadar derin bir iz… Yaşanan anların toplamı, belleğimizde yer eden hatıralar, unutulan ve hatırlandıkça yeniden doğan duygularla örülü uzun bir yolculuk. Her başlangıcın içinde bir bitiş, her bitişin içinde yeni bir başlangıcın tohumu vardır. İnsan ömrü de tıpkı mevsimler gibi dönüşür; çoğalır, eksilir, değişir ve yeniden filizlenir. Kulta’nın ikinci sayısında, edebiyatın ve sanatın farklı damarlarından gelen seslerle “ömür”ün çok katmanlı anlamlarını birlikte araştırıyoruz. Şiirle, öyküyle, denemeyle ve sanatın tüm ifadeleriyle ömrün kırılma noktalarına, iz bırakan duraklarına ve sessiz geçitlerine bakıyoruz. Çünkü biz inanıyoruz ki, ömür yalnızca geçen zaman değil; her üretilen kelime, her çizgi ve her düşünceyle yeniden şekillenen bir yolculuktur. "Sonrası şiir, gerisi hikâye…"