İçinden geçtiğimiz günlerin Büyük Patlama’dan bu yana yerkürenin gördüğü en delirmiş çağa denk geldiği konusunda hepimiz hemfikiriz.
Herkes kendi kapısının önünü süpürürse sokakların temiz olacağı söylenir. Doğru.
Bugün yaşadığımız bu topraklarda; çocukların, kadınların, hayvanların, ağaçların ve börtü böceğin korkmadan yaşayabilecekleri bir yarına uyanabilmek için belki de en çok biz yazar ve sanatçıların omuz başlarına ihtiyaçları var.
Acılara esir düşmüş bu coğrafyada; iyiliği, adaleti ve vicdanı en çok biz anlatalım. Yazıp çizdiklerimizle o kapkara sokakları rengarenk yapalım. Çünkü üreten insanın kötülüğe karşı durmak gibi paralel bir yükümlülüğü de vardır.
Kulta; insana, doğaya ve dünyaya karşı sorumluluk taşıyan bir edebiyat ve sanat anlayışıyla yola çıkıyor. Nicelikten çok niteliğin, popülizmden çok bilginin gücüne dayanarak bizim sokağımıza dair kaygılarla ilk adımlarını atıyor. Kulta bu kolektif mücadeleye sizleri de bekliyor.
Kulta, Fince’de “altın” anlamına geliyor. Bu, sanatın ve edebiyatın içindeki değerli, nadir ve arı özü temsil eder. Bizim için sanat, çıkarılmayı bekleyen bir maden değil; zaten içimizde olan ve paylaşarak parlatabildiğimiz bir cevher. Kulta, bu cevheri birlikte ortaya çıkarmanın adı.
Önce Sonra