bir dağ türküsü öğret bana
sonra buna ağlayalım ardından gülelim
burçlara konu edelim biraz da
sonra biraz soslayalım baharatlayalım
olabildiğince bocalayalım
yarını aramaya umudumuz olsun
işte biz seninle eşeleye eşleye bi dostluğa
biraz daha derininde insan olmaya
en sonunda köşe bucak hayata karışalım
hadi bir daha söyleyelim o türküyü
olmadı mı, bir daha yazalım sözlerini
ne olacak, dünya yanılmakla ezberli
bir daha nerde bulacağız eski günleri
biz yenisinden bir sabaha karışalım
bak, ne çok dost olduk kendimize
aynalar böylesi bir görevi anlamaz
bizi evimize gönderecek bu çağıltı
bir kulağımızdan girip ötekinden kaos olacak
hepsinden bi hayat işte…
küsülebilir ardından buna gülünebilir
birazcık bir neşenin hatrı olmasa
nasıl üzüldüğümüzü anlayabilirdik
diyorum, belki tekrarlıyorum
ezberine yeni yollar türetiyorum
yeniden söylüyorum
bana bir dağ türküsü öğret
içinde bir ironi olmalı mutlaka
halkın kulaktan kulağa kaybettiği özü
çalkantılarıyla geleceğe sürdürsün kendini
ama öğret, lafta kalmasın
dilini bilmediğim rengin
melodisini öykünebileyim
bunları sesli düşünüyorum tabii
doğrusu yanlışı toplumdan vebalı
olmazı oldurmalı dikimiyle
öylesi bir dağ türküsü olmalı ki bu
Van gölü buna şahit olsun
dostluk diye tekrarlanan
Not: bu şiir zamanın bir yerinde dostum Evin Çaşurluk’a ithafen yazılmıştır.