Sesin kısık.
Günün gazetesini açıyorsun önüne,
şöyle bir göz atıp manşetleri okuyorsun,
vakit geçsin diye.
Arada kolunu kaldırıp saate bakıyorsun.
Derin bir of çekiyorsun insanlara doğru.
Burada zaman çok yavaş akıyor.
“Bu haber eski olmalı,” diyorsun kendi kendine.
…edebiyatın usta öykücüsü yaşamını yitirdi.
Telefonunu çıkarıp tarihe bakıyorsun.
Evet, yanlış: bir hafta öncenin haberi bu.
Telefon elindeyken titremeye başlıyor.
— Alo?
Sesin titriyor.
— Alo usta? diyebiliyorsun.
— Necati sen misin?
Heyecandan yığılıyorsun yere.
Kalabalık başına çullanıyor.
Flaşlar patlıyor, anonslar geçiliyor.
Gazeteciler büyük puntolarla manşet atıyor:
…edebiyatın usta öykücüsü yaşamını yitirdi…