İlham dediğim, evrenin nabzı.
Ben sadece bir damarım o sonsuz dolaşımda.
Yazmak değil bu,
hatırlamak aslında,
unutuşun perdesini aralamak.
Bin yılın çölünde vaha gibiyim.
Her kervan benden bir dize götürdü ıssızlığa.
Lirlerin teline dokundum Homeros’tan evvel.
Karıştım Ney’in ahına
Mevlâ’dan önce.
Şimdi burada,
bu çağda,
bu bedende
ve yarın farklı hayatlarda
yine aynı müzikler çalacak ruhumun enstrümanında.
Aynı yıldız tozları, aynı kadim hikâyeler…
Tüm cevherim dünyadan olsa da soyut
bıraktığım şiir kırıntılarının
izlerini süreceğim bir umut
Bilinçli her bitimsiz imgenin koynunda
tekrarlarken varlığını ruhum,
kendimi belki bir başkasında bulacağım.
Bir başkasını belki
kendimde unutacağım.