menu Menu
İsyana Evrilen Lirik Yol
Şimdi bak o donuk aynaya, uzak denizlerin yalın yüzeyine: o ne bir limandır ne de sır o sensin.
Erkan Kenan Durmaz N°3 / Yol, Şiir
Yangın Yeri Memleket Önce Güzel ve Özel Sonra

Hangi coğrafyanın mührü vurdu sana,
yankısız vadide keskin bıçaksın
ve ipeğin yumuşaklığına inat
çelikten bir duvar.

Pusulanın şaşmaz ibresi gibi net
göğsünde tutarlılık denen o mermer heykel.
O yüzden ki
ne bir eksilme kabul eder dengen
ne de fazla.
Gönül terazinle hayat
tartılır en saf gerçekle.

Yorgun bir madenci sessizliği var her satırında.
Hayatın yonttuğu sabrın son duruşunda
ışığını çeken işlevsel, gerçekçi bir yasa.

Ah, uzak denizlerin yalın ve donuk aynası
posta güvercininden değil bu dizeler
fısıltıdır Platon’un mağarasından.

Gözünün gördüğü formüllerin dışında
soluksuz şiiridir idealar dünyasının.

Ey açık sözlü, ucu sivri kalemin sırrı
yıkma zamanın gelmedi mi duvarlarını?
Bir sanat eseri gibi bak kendine.
Kusur değildi sende olan,
yalnızca henüz varamadığın bir sesti.

Ne istediğini bilmek,
gerçeğe tutsak kalmanın uzağındadır.
Bir küçük heyecanın
gölgesinde uyur bazen
en büyük gerçek.

Bendini yıkan her su
en tutkulu şiirin, en gerçek dizesi olur.

Şimdi bak o donuk aynaya,
uzak denizlerin yalın yüzeyine:
o ne bir limandır ne de sır
o sensin.

Sen…
o vurucu son dizelerinle,
durmak denen şeyin
sadece ölümün diğer adı olduğunu haykıran
bir cesur çığlık:
“Suskunluğumuzun en uzun yıllarından akıyoruz
tahtlara ve putlara meydan okuyan bir manifestoya.”


Önce Sonra

keyboard_arrow_up