I. Işığın Şarkısı
Karanlığın inine yürüdüğüm yoldadır—
belki de ışık
Atlarını arayan çingenenin telaşına
karışıyor arnavut kaldırımlı sokakta
bir kız çocuğunun ardımdan ağlayışı
ve adımlarım
Soyunuyorum yağmuruna göğün alevine
razıyım ateşten damlalarına. Dokunsun körlüğüme
sesler, izler getirsin bana, işaretler…
çarpınca taşlara sorular yankılanır içimde
Bildiğim her şeyi unuturum senin denizlerinde
yürürüm cehennemi geride bırakıp bir kıl köprüde
çekimine kapılırım ışığın, şarabi gün doğumuna
yitip gider geçmiş teninin tuzlu sularında
Gözlerinin karasında duruyorum
aşkımın inancıyla
sana tekrar kavuşuncaya dek
II. Yolun Şarkısı
Yalnız bir Kaplan’ın gözündeydi
yarım kalan hikaye
Ben o karanlık yolları senin şarkına
varmak için geçtimdi. İkrarımdı yolum
vaktiydi sönmüş dağın. Baksaydın görürdün
akan lâvı, bilirdin sırrımı
Göğümü terk ettim diye mi bu sürgün
ey kör kuyular, batık gemiler, susmayın
sıkılmaz mısınız ıssızlığınızdan
sahipleniyorum yazgımı
düştüm ardına kuzgunun
Bozkırın mızraplarından, kurağından
ırmakların, denizlerin cazına, cızına, cıs!
yaz güze, kış bahara koşuyor yorulmaksızın
kalbim kanım durmaksızın tırmanıyor tende
göğün yedi katını– meleklerin dansında
Yanılgıların yangınından hakikate
pâre pâre çiçeklenir kainat
Geldiğim yabanı, yıkandığım cehennemi
unuturum sere serpe esmerliğinde
tanır beni ay ve gün, gül kurutan ellerimden
tutar ve çeker beni göğüne
diye—
III. Karanlığın Şarkısı
Ey doğa! Söyleyeceğin son bir söz yoksa
beni alabilirsin
Işıklı gözlerinin aynasıydı tek pusulam—
gemisiz, yelkensizdim denizlerin ortasında
nafile imdat fişeğiydim
ihtimallere çektim tetiği
Aşk illâ bir delilik hâli—
bilme aştığım dağları, üzülürsün
öyle güzel güldün ki bakmaklar çaresizdi
Sensiz yersiz yurtsuzdum
aynı yalnızlığın kardeşiydik
Işığını kaybeden gözlerin hangi
kış sürgününden çaldı rengini
akıp giden zamanda bir aşk
yaşanmaz iki kez
Yıldız yağmurları bile aydınlatmıyor
yüzünü. Kor bir ay düşsün ağıdıma
Çünkü Kaplan, ölürken yalnızdır!