Yeşile sürülmüş gömü içinde
Harp kuşu gibi kıpırdanıp duruyor
Ayaklarınızın altında toprağınız.
Çenesi yarık, çocuk kuşkusudur dizlere yatan
Bir nehir
Çamurdan, yakılmış çamurdan nehir.
Çamur yutacaksınız, anmayın.
Elmadan bir parça kaldı geriye
Yutkunacaksanız bakmayın.
Göçmedim.
Debelenip dursun diye toprağım, göçmedim.
Çamuruma bulaştırdım taşlara oyulan işaretleri
Gördün mü?
Ama bize bir İsa gerek
Sökük dişlerimizin yerine kazıklar diktik
Bir de ateş bulduk kendimize,
Kekeme bir gerçek.
Bize İsa gerek.
Bizi terk edeni gördün mü?
Bir lekeyle duruyorum zamanda
Bir baykuşu arıyorum nicedir
Bir şey söylüyorum, bir şey…
Gel baykuş, bir yere kon baykuş
Öt baykuş
Bu ezgiyi unuttum, dur baykuş
Kanadım, dur baykuş.
Sen ki bilensin doğrusunu
Gidenleri, gelenleri, kalanları
Söyle göçmesin zamanın tuzdan insanları
Yaşıyoruz
Dünyada yeni bir şey yok, duy baykuş