Arzusu tükenmiş asma dallarına ulaşır
Tanelerinden bükülen mey
Artık yol boyunca görünen ay ışığına
Sarılabilir hevesler yalnız
Ürkekliği ile duyumsamaların
Gözlerimiz sevişirken yaz günü parkta
Rüzgar ve ışık yokluyordu
Doğurmak istercesine yeniden ruhlarımızı
Yaz uzundu sevgilim gözlerimizde
Bir var bir yok
Hem var hem yok
Bedenlerimiz bakışlarımıza esir
Kanadındaki korkularla uçan kuşun
Kuytuları adımlanan yalnızlıkla
Aynı suya değdi dudakları
Buz tutmuş uzak dağların cesaretiyle
Bir yanıp bir sönen sokak lambasının
Belirsiz ve aceleci tavrındaki nefesleriyle karıştığında
Bütün savaşlardan yenik çıkan güven duygusu
Olanaksızlaştı son dans
Boylu boyunca uzanan belirsizlik
Neşeyi unutan gözleriyle izlerken
Odaların boşluğuna düşen dizeleri
Hiç yaşanmayacak gündüzler adına
Düğümlendi geceyle sonsuz bir zaman
Ya dalgalar ne olacak ?
Kahkahalar ve arzuların gölgesinde unutulmuş
Duyulmaya hic yeltenilmemiş olan
Zaruri bir borçtu yaşama
Sanmaya bile uzanamayan sınırları doğruların
Kaybolmaya bırakılmayan ısrarı korkuların
Susturulmuş cesareti yüreğin
Artık dünyanın lakırdısından
Çıkarıp beni bir lekeye koyun .
Bütün yeryüzü esaretine sırtımı dönüp
Yurtsuz rüyalar görmeyi bırakacak,
Dalgaların kalbini dinleyecek ,
Büyük sevda kapılarının açılma telaşından atlayıp
Sessizlikten gürültü biçmeyen
Bir gökyüzü karanlığını
İçime çekerek bütünleneceğim.