martı çığırtısı
gece ayaz
tanrının çağrısı yakın
sahil diz boyu elem
herkes ıstırabına batık
dizim buz gibi soğuk
gözlerim alevden sıcak
can sıkıntısı işte yaşamak
ve ben yürüyorum hâlâ
yıkık kırık yürüyüşüm
barikatlarda
kuşlar ölüyor
yüzüstü düşüyorum zamana
sana
aşkın overloğunda kesiliyorum
kenarında… kıyında dolanıyorum
dokunmaya ramak kala
keskin bir kirpik ile
ya gel ya kes
kez kez kes
boğazımda gezinen
tüm sözleri
birer birer
hecelerine asıyorum
seni hiç bir kelam hak etmiyor
hakkedişin kıyısında
dolananların hepsi
terör yandaşıdır
müzakere
yüreğe ihanet
ya yazılmayacak
ya hapsedilecek
deniz yüzeyinde yansımam
kırık bir ayna yüzüm
toprağa düşmemiş tohum
küflenmiş
söylenmemiş bir küfür
edilmemiş beddua
yorgunluğum
ağır ve ağrılı
kimseye değmek istememe arzusu
çokça usanç
şah damarımda hep bir nefes
hep bir nefes
dilenci değilim
yolcuyum yolda kaldım
kavgalıyım tanrıyla
gideceğim en uzun yol
bu anda
burası