Kapıyı biraz arala, buyur geç lütfen, evet şuraya
Beni yara, beni ince kıyılmış soğan kokusuna bula.
Her akşam unutmadığımda
Bileklerime kadar leğendeki soğuk suya
Mantarlı tırnaklarımın kalın ve katmerli uçlarına
Derisi yontulmuş parmaklarımın kaşımaktan çiğ kokan arasına
Biraz tuz getir, biraz karbonat, kuru lavanta çiçeği bir tutam
Sana yorulmaktan geliyorum yalancısı olduğum bu yaşamaktan
Yaşamak salgınına tutuldum anne, boynumda böğürtlen lekeleri
İştahı kabarmış kementler seğiriyor sinekli gözlerimde
Rengârenk urganlar, sicimler, ipler cezbediyorlar beni
Beni kutsayan tanrılar yeniden doğurmak için öldürmek istiyorlar
İki ayağımın altında bir bacağı kısa tabure burası, bir güzel hasırdan
Şimdi sendelemekle tavsamış gövdeme yeni soluklar ulamaktayım
Bana sütü çekilmiş gözelerden mor memelerini hazırla anne
Damaklarımda yaşama patlaması, yeni bir dişe bileniyorum
Beni toparla, beni karşıla anne, ben senin öldüğün yerden geliyorum