menu Menu
Asgari Umut
Mesela sana şimdi dudağımı kanatarak, anne diye bağırsam sarılabilir misin?
Ebubekir Narinciak N°2 / Ömür, Şiir
Taşlar Soğuk Bir Nefes Gibi Yükseldi Bileklerime Önce Suç ve Toplum Sonra

bin bela, kasvetli, durgun ve bela tekrar ediyorum, tekrar ediyorum ve susuyorum. sen ademden ve havvadan önce yapılma bir elmaydın

her şeyden ve çok uzunca bir zaman adını yazmıştın 

suya bulanık bir el değmiş gibi geçtin berrak bir gençlik bu

asgari durumdayız biz burada

yenik sayılırız her pazar

 yenik sayılırız her sabah

adımıza bahane dedilerse ne çıkar 

sarı ışıklı bir sokak bu 

birer birer geçeceğiz 

talan ve ikna yok aslında 

bende ısrarcı bir çocuk değilim

bu elma, bu çiçek ve bu biraz oyuncak dünya 

kanımı serdilerse bu yaşmak ücretine 

asgari düzeyde bir insanım, pazartesiler çok dokunur bana

uyanırım ve çerçilere ve pazar arabalarına inanırım

sosyal anksiyete, asgari ücret, bordro mailleri ve son elektrik faturaları beni uyandırıyor birer birer 

ayrık bir kafayla günü geçiriyoruz biraz 

karaborsada bir umut gibi geçiyor hayat

sessizlik ne berabet bir gürültü 

al işte bak bağırıyorum camlar duvar

kulaklar sağır ve her harf ödünç

mesela sana şimdi dudağımı kanatarak, anne diye bağırsam sarılabilirmisin 

mesela şimdi sokağın ucunda dizim kanasa sarabilirmisin

bak işte çok tuhaf bir mevsimdeyiz

hüznün seninle uyandığı vakitler dar ve uzun 

gözlerine bakınca uzak, ardına bakınca uzak

 sahi biz ne zaman yakındık

biz çok yakındık ve dünya bir umut ödünç verdi

sana susmanın yakıştığını söylesem oysa en çok sen susarken konuşuyoruz

bunu da biliyorum kelimelerin ödünç bir dua gibi kalbimi kırıyor 

sana rüzgarı ve uzağı getirsem; bu anıların hepsini, bu umutları, bu sabahları kim bağışlanacak 

söylesene adımın geçtiği yerlerde kırılıyor musun


Önce Sonra

keyboard_arrow_up